Havacılıkta Emniyet Yönetim Sistemi (SMS)

Emniyet yönetim sistemi “SMS”, havacılık kuruluşlarının faaliyetlerini yaparken çevrelerindeki tehlikelerin getirdiği emniyet risklerini kontrol edebilmek için oluşturulan sistemdir. Emniyet yönetimi, havacılık kazaları ve olaylarının oluşması öncesinde emniyet risklerinin proaktif bir şekilde azaltılmasını amaçlamaktadır.

Diğer bir deyişle; SMS yaklaşımı, emniyet riskini yönetmeye ve emniyet riski kontrollerinin etkinliğini sağlamaya yönelik sistematik, yukarıdan aşağıya ve kuruluş çapında bir yaklaşımı temsil eder. Emniyet riskinin yönetimine yönelik politikaları, hedefleri, süreçleri, prosedürleri ve uygulamaları içerir.

Emniyet yönetiminin uygulanmasının pek çok faydası mevcut olup, bu faydalardan bazıları şunlardır:

  • a) Güçlendirilmiş emniyet kültürü
  • b) Emniyetin güvence altına alınmasına yönelik belgelenmiş, süreç bazlı yaklaşım
  • c) Emniyet ile ilgili arayüzlerin ve ilişkilerin daha iyi anlaşılması
  • d) Emniyet tehlikelerinin erken tespitinin geliştirilmesi
  • e) Emniyet verilerine dayalı karar alma
  • f) Geliştirilmiş emniyet iletişimi
  • g) Emniyetin bir öncelik olduğuna dair kanıt
  • h) Olası finansal tasarruflar

 

Devlet Emniyet Programı (State Safety Program)

Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından yayınlanan Annex-19 dokümanına göre havacılık kuruluşlarının bir emniyet yönetim sistemi kurması gerekliliğine paralel olarak; üye ülkelerin de bir Devlet Emniyet Programı (#SSP) oluşturmak ve yürütmek yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu kapsamdaSivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından hazırlanan Sivil Havacılık Devlet Emniyet Programı aşağıdaki linkten incelenebilir;

https://web.shgm.gov.tr/tr/kurumsal/6666-sivil-havacilik-devlet-emniyet-programi

 

Emniyet Kavramı

Emniyet: Havacılık faaliyetlerinde büyük öneme sahip emniyet kavramı; “hata ve ihlallerden kaçınarak kural koyucuların düzenlemeleri ile uyum içinde kazalardan, ciddi olaylardan, tehlikelerden, kötü bir sonuca neden olan veya olabilecek etkenlerden uzak ya da muaf olma durumu” olarak tanımlanmaktadır.

Emniyet (Safety) kavramının günümüze kadar olan gelişimi aşağıdaki şekilde özetlenebilir;

Temel Kavramlar

SMS sistemi içerisinde aşağıdaki temel kavramların doğru anlaşılmasının büyük önemi vardır.

Olay: Uçuş emniyetini etkileyen veya etkileme ihtimali olan ve bir kaza/ciddi olayla sonuçlanmamış durumların tümüne olay denilmektedir.

Ciddi olay: Eldeki mevcut bilgi ve belgelerle kaza riski taşıdığı tespit edilen olaylara verilen tanımdır.

Kaza: Havacılık kazası, bir hava aracının ağır hasar alması ve sonucunda can kaybı veya yaralanma yaşanmasıdır.

Risk: İnsanların, donanımın ya da yapıların zarar görmesi, kaynakların kaybedilmesine neden olma ya da daha önceden tanımlanmış bir işlevin yerine getirilmesini engelleme ihtimalinin olasılık ve etkinin derecesi olarak ölçülmesini ifade eder.

Tehlike: İnsanların, donanımın ya da yapıların zarar görmesi, kaynakların kaybedilmesine neden olma ya da daha önceden tanımlanmış bir işlevin yerine getirilmesini engelleme potansiyeline sahip durum, nesne ya da faaliyeti ifade eder.

İnsan Faktörleri: Sistem performansını iyileştirmek için ekipman, ortam ve işin tasarımı ve değerlendirilmesi yoluyla insan performansını (HP) destekleyen bir dizi bilimsel disiplinden gelen bilgileri kapsar.

Amerikan Havacılık İdaresinin tanımı ise şu şekildedir; “insanın yetenekleri ve sınırlamaları hakkında bilgi oluşturmak ve derlemek ve bu bilgiyi güvenli, rahat ve etkili insan performansı için ekipmana, sistemlere, tesislere, prosedürlere, işlere, ortamlara, eğitime, personele ve personel yönetimine uygulamak için çok disiplinli çaba”

İnsan faktörlerinin incelenmesi ile insanın makine, teçhizat, çevre, fiziksel şartlar ve insanı etkileyen diğer faktörlerin uçuş sırasında analizi yapılmakta ve insanın performansını arttırıcı, hatalarını azaltıcı önlemlerin alınması hedeflenmektedir.

SHEL modeli, insanın diğer sistem elemanları ile olan ilişkisi üzerine kurulmuş bir kavramsal araçtır.
S – Software: Yazılım (prosedürler, el kitapları, vs.)
H – Hardware: Donanım (makineler, aletler vs.)
E – Environment: Çevre (çalışma ortamı)
L – Liveware: İnsan (Pilot, teknisyen vs)

 

Emniyet Risk Yönetimi 

Emniyet Risk Yönetimi (SRM), emniyet yönetiminin kilit bir bileşenidir ve aşağıdakileri içerir:
 TEHLİKE BELİRLEME
 EMNİYET RİSK DEĞERLENDİRME
 EMNİYET RİSK AZALTMA
 RİSK KABULÜ

Risk kavramı, “istenmeyen bir olayın gerçekleşme olasılığı” şeklinde tanımlanır. Havacılık kuruluşları için risk yönetimi, her tür konuda istenmeyen olayların (mali sıkıntı, doğal afetler, yönetim kabiliyeti eksikliği vs.) gerçekleşme olasılığını kabul edilebilir seviyelerde tutmak ve bu durumu yönetmektir.

Tehlikelerin belirlenmesi için reaktif, proaktif ve prediktif yöntemler kullanılmaktadır. Bu sayede riskler belirlenir, riskin şiddeti ve olasılığı hesaplanarak risk azaltma stratejileri belirlenir.

 

Emniyet Kültürü

Emniyet kültürü, genel anlamıyla aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır.
‘’KİŞİLERİN, ONLARI İZLEYEN HİÇ KİMSE YOKKEN, EMNİYET VE RİSK KONUSUNDA NASIL HAREKET ETTİKLERİDİR’’

SMS, bir kuruluştaki herkesi emniyet göz önünde bulundurularak düşünmeye, davranmaya ve hareket etmeye teşvik eder. Bu bağlamda etkin ve gönüllü bir raporlama sisteminin varlığı önem arz etmektedir.

Emniyet Raporlama

Kuruluş içerisinde,  zorunlu raporlama, gönüllü raporlama ve gizli raporlama olmak üzere üç tür raporlama sistemi kullanılarak kişilerin emniyet kültürüne uygun şekilde tehlikeler konusunda duyarlı olmaları beklenmektedir. SMS sistemi kapsamında, kuruluşların bu raporları toplaması, analiz etmesi, gerekli düzeltici/önleyici faaliyetleri hayata geçirmesi ve ilgili mercilere haber verilerek koordinasyon sağlanması beklenmektedir.

Emniyet Güvence Sistemi

Emniyet Yönetimi Sisteminin (SMS) beklentilere ve gerekliliklere uygun bir şekilde işleyip işlemediğinin tespit edilmesi için gerçekleştirilen süreçlerden ve faaliyetlerden oluşur. Bu kapsamda aşağıdaki süreçler izlenir;

  1. Emniyet performansının izlenmesi, ölçülmesi, iyileştirilmesi ve takibi;
  2. Değişiklik yönetimi;
  3. SMS’in sürekli iyileştirilmesi

 

Diğer Yönetim Sistemlerinin SMS ile İlişkisi

Entegre yönetim sistemi, birden fazla sertifikayı, yetkilendirmeyi veya onayı elde etmek, kalite, güvenlik, iş sağlığı ve çevre yönetim sistemleri gibi diğer iş yönetimi sistemlerini kapsamak için kullanılabilir. Bu, tekrarı gidermek ve birden fazla faaliyet genelindeki emniyet risklerini yöneterek sinerjilerden yararlanmak için yapılır.

Tipik bir entegre yönetim sistemi aşağıdakileri içerebilir:
a) Kalite Yönetimi Sistemi (KYS);
b) Emniyet Yönetimi Sistemi (SMS);
c) Güvenlik Yönetimi Sistemi (SeMS),
d) Çevre Yönetim Sistemi (ÇYS);
e) İş Sağlığı ve Emniyet Yönetimi Sistemi (İSGYS / OHSMS);
f) Finansal Yönetim Sistemi (FYS);
g) Dokümantasyon Yönetimi Sistemi (DYS) ve
h) Yorgunluk Riski Yönetimi Sistemi (FRMS)

 

SMS Uygulama Planı

Yukarıda belirtilen süreçler ışığında otoriteler kuruluşlardan SMS uygulama planı hazırlamalarını beklemektedir. SMS uygulama planı, kuruluşun kurumsal emniyet hedeflerine nasıl ulaşacağını ve emniyet gerekliliklerini nasıl yerine getireceğini tarif eder. Birden fazla dokümandan oluşabilen SMS uygulama planı, yapılacak işleri, kim tarafından ve ne zaman yapılacağını da detaylandırmalıdır. SMS Uygulama Planı’nın en önemli parçası ise GAP Analizidir.

SMS Boşluk/Gap Analizi

SMS uygulaması, SMS’in hangi bileşenleri ve elementlerinin yürürlükte olduğunu ve uygulama şartlarını karşılamak için hangi bileşenler ve elementlerin eklenmesi ya da değiştirilmesi gerektiğini belirlemek amacıyla işletmenin kendi sistemi üzerinde bir analiz yapmasını gerektirir. Söz konusu analiz, Gap Analizi olarak bilinir ve SMS şartlarının işletmenin mevcut kaynaklarıyla karşılaştırılmasını kapsar.

Kuruluşların gerek ICAO gerekse de SHGM SMS gerekliliklerine uyumu kapsamında belirlenen Gap Analizinin AeroTürk tarafından hazırlanmış excel formatını buradan indirebilirsiniz.

SMS Denetimleri

Yapılacak denetimlerin kapsamı ve süreçleri hakkında önemli bilgiler veren Emniyet Yönetimi Uluslararası İşbirliği Grubu (SM ICG) Emniyet Yönetim Sistemi (SMS) Değerlendirme Aracı Kılavuzunu SHGM tarafından Türkçe olarak yayınlanmış olup şuradan indirilebilir.

 

Tasarım ve Üretim Kuruluşlarında Emniyet Yönetimi Sistemi

Her ne kadar SMS diğer birçok havacılık kuruluşunda yıllardır uygulanıyor olsa da tasarım ve üretim kuruluşları için mevzuatlar yeni yayınlanmaya başlamıştır. Bu kapsamda, Türkiye’nin de takip ettiği ve uymaya çalıştığı Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (EASA) tarafından SMS gereklilikleri Part-21 içerisine dahil edilmiştir. Bakınız: https://www.easa.europa.eu/en/document-library/easy-access-rules

Ayrıca Emniyet Yönetimi Uluslararası İşbirliği Grubu (SM ICG) tarafından Tasarım-Üretim ve Bakım kuruluşlarının kullanımı için SMS kılavuzu yayınlanmıştır. Bu kılavuzu (SM-001 Issue B) indirebilirsiniz. Söz konusu kılavuzun güncelliğini ise Avrupa Havacılık, Güvenlik ve Savunma Derneğinin (ASD Europe) sitesinden takip edebilirsiniz.

Not: Tasarım ve Üretim kuruluşlarında SMS sistemi ile ilgili detayları başka bir yazımızda anlatacağız.

 

Kaynaklar:
  • ICAO Annex 19 ve Doc 9859
  • SHGM SHY-SMS ve SHT-SMS
  • SHGM SHT-OLAY
  • SHGM UED 2018-3 numaralı Emniyet Performans Göstergeleri (SPI) Genelgesi
  • SHGM Yayın No: HAD/T-18 – Emniyet Yönetim Sistemleri / Temel Esaslar
  • SHGM Yayın No: SDED/T-01 – Emniyet Yönetim Sistemi Uygulamalarına İlişkin Kılavuz Bilgiler
  • https://www.skybrary.aero/enhancing-safety/sm-icg-safety-management-products
  • https://sahinhuseyin.weebly.com/kaza-nedir-3-hafta.html
  • Uçuş Operasyonlarında İnsan Faktörünün Rolü ve Pilot Performansını Arttıracak Öneriler (https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1474102)

İnsansız Hava Araçları için Risk Değerlendirme (SORA) Prosedürü

İnsansız Hava Aracı (İHA) üretenler veya kullananlar mutlaka SORA tanımına denk gelmiştir. SORA ya da İngilizce açılımı ile “Specific Operations Risk Assessment” bir risk değerlendirme yöntemidir.

SORA süreci, İHA tipine ve uçuş alanına bağlı olarak görevle ilgili riskleri tanımlamayı amaçlamaktadır. Riskler tanımlandıktan sonra, SORA bize bir operatörün/pilotun görevi emniyetli bir şekilde yürütmek için sahip olması gereken minimum emniyet gereksinimlerinin neler olduğunu söyler. İşlem tamamlandıktan sonra, her şey onay için yetkili makama (Ülke Sivil Havacılık Otoritesi) gönderilmelidir.

Ülkemizde İHA’ların sertifikasyonu, uçuşa elverişliliği, tescil ve online kayıt işlemleri, uçuş izinleri, pilot yetkilendirmeleri gibi ilgili tüm konular Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından yürütülmekte ve denetlenmektedir. Bu amaçla 2016 yılında SHT-İHA yayımlanmıştır.

SHGM tarafından İHA’lar ağırlığa göre 4 ana gruba ayrılmaktadır. Ayrıca ticari faaliyet olup olmamasına göre de gereklilikler değişmektedir.

  • İHA0: Azami kalkış ağırlığı 500 gr (dâhil) – 4kg aralığında olan İHA’lar,
  • İHA1: Azami kalkış ağırlığı 4 kg (dâhil) – 25 kg aralığında olan İHA’lar,
  • İHA2: Azami kalkış ağırlığı 25 kg (dâhil) – 150 kg aralığında olan İHA’lar,
  • İHA3: Azami kalkış ağırlığı 150 kg (dâhil) ve daha fazla olan İHA’lar

SHGM, İHA konusunda kendi kurallarını önceden yazdığı için EASA mevzuatına birebir uyum sağlamamaktadır. Bu yüzden SORA süreci henüz uygulanmamaktadır. Bunun yerine Emniyet ve Uygunluk Beyanı istenmektedir.

Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA) tarafından ise İHA’lar 3 ana gruba ayrılmaktadır.

  1. Open Category (Açık Kategori)
  2. Specific Kategori (Özel Kategori)
  3. Certified Category (Sertifikalandırılmış Kategori)

Belirlenen bu kategorilere göre uçuşa elverişlilik açısından İHA’lardan istenen gereklilikler aşağıdaki resimde verilmektedir.

EASA Design Verification of the UAS groups

Açık kategoride (Open Category), yüksek düzeyde emniyeti garanti eden ve kazaları sınırlayan belirli kurallar izlenerek faaliyet gerçekleştirilir. Bunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir:

  • Konvansiyonel hava araçları ile çarpışmayı önlemek için: 120 metrenin altında uçulmalı;
  • Nesnelerle (binalar, antenler, kuş sürüleri vb.) çarpışmaktan kaçınmak için: İHA sürekli görsel temas altında tutulmalı;
  • İnsanlarla çarpışmamak için: Kalabalık ve uçuş hakkında bilgi sahibi olmayan kişilerin üzerinden uçulmamalı.

Özel kategoride (Specific Category) ise söz konusu şartların dışına çıkılır ve bu nedenle riskler artmaktadır. Özel kategoride faaliyet yapmak isteyen İHA operatörü, görevle ilgili riskleri azaltmak zorundadır. SORA süreci, görev risklerini azaltan öneriler sunmaktadır.

Sertifikalandırılmış kategori (Certified Category) ise Part-21 kapsamında Tip Sertifikasyonu olarak bilinen süreci içermektedir. İHA Sertifikasyonu eğitimleri için tıklayınız.

Özel kategoride yer alan Tasarım Doğrulama Raporunun hazırlanabilmesi için EASA bir uyum kontrol listesi hazırlamıştır. EASA Design Verification Compliance Matrix için tıklayınız. Tasarım Doğrulama ile ilgili süreç bir sonraki yazımızda açıklanacaktır.

Tasarım Doğrulama Raporu (DVR) için ön şart SORA sürecinin işletilmesi ve kanıtlarının otoriteye sunulmasıdır. SORA süreci, Özel Güvence ve Bütünlük Düzeyleri olarak çevirebileceğimiz SAIL (Specific Assurance and Integrity Levels) ve ilgili emniyet seviyelerinin tanımlanmasını içeren 10 adıma bölünmüştür.

ADIM #1: CONOPS’un Belirlenmesi

CONOPS, Operasyon Konsepti anlamına gelir, yani operasyonel senaryonun açıklanmasıdır. İHA model tipi bilgileri (Ağırlık, boyut, menzil, seri numarası vb.), Görev tipi (BVLOS, uçuş zamanı, hava sahası ve konum) bilgileri hazırlanır.

ADIM # 2: GRC Belirleme

GRC (Yer Risk Sınıfı), İHA’nın kontrolünü kaybetmesi durumunda kişi ve nesnelere çarpma riskidir. Bu risk, İHA boyutuna ve ağırlığına, operasyon tipine ve üzerinden uçulan alanın tipine bağlıdır.

ADIM # 3: GRC Azaltma

GRC belirlendikten sonra, bulunan değeri düşürmek için hafifletici eylemler uygulanabilir. Bu işlem üç adımda yapılır:

M1 – GRC Stratejik azaltmalar
M2 – Çarpma durumunda etkilerin azaltılması
M3 – Acil durum planı

Bu üç öğenin her biri, GRC değerini azaltabilecek veya artırabilecek bir düzeltme değerine sahiptir. Düzeltme faktörü, azaltmanın sağlamlığına bağlıdır.

M1 GRC Stratejik Azaltmalar

Bu azaltmalar, her biri kendi sağlamlık düzeyine sahip iki bileşene ayrılır. İlk bileşen, “Yer risk tamponu”nun tanımıdır, dolayısıyla uçuş alanını çevreleyen bir alandır. 1:1 kuralı bu tamponu tanımlar (örneğin 100m yükseklikte uçarsam tampon 100m olur).

İkinci bileşen, insanların riske maruz kalmasıyla ilgilidir. İnsanlarla çarpışma riskini azaltmak için, operatör günün belirli saatlerinde uçmalıdır (örneğin, kentsel ortamlarda hafta içi veya endüstriyel ortamlarda tatiller sırasında).

M2 GRC Darbe durumunda etkilerin azaltılması.

Bu hafifletmeler, İHA’nın manuel veya otomatik olarak etkinleştirilebilen bir paraşüt yardımıyla düşmesi gibi tehlikeleri sınırlayan ekipmanların kullanımını içerir. Ayrıca çarpma sonrası İHA bileşenlerinin dağılmasını koruyan cihazlar da tehlikeyi azaltabilir. (örneğin pervane koruması)

M3 GRC Acil Durum Planı (ERP)

Operasyonların kontrolünün kaybedilmesi durumunda hasarı sınırlamak için Acil Durum Planı uygulanır. Örneğin, acil bir durumda ilgili birimler (Olay Bildirimi Birimi, Acil Servis, İtfaiye, vb.) ile iletişime geçin gibi.

Nihai GRC, 7’den yüksekse, SORA süreci işletilemez.

Adım #4 – İlk Hava Risk Sınıfının (ARC) Belirlenmesi

Hava Seyrüsefer Hizmet Sağlayıcısı (DHMİ) veya diğer hava sahasıyla ilgili otoriteler (SHGM, Eurocontrol, vb.), hava sahası karakterizasyon çalışmalarını kullanarak hava sahası çarpışma risklerini doğrudan haritalamayı seçebilir. Bu haritalar, belirli bir hava sahası için doğrudan ilk Hava Risk Sınıfını (ARC) gösterecektir. Yetkili makam, bir hava çarpışma risk haritası (statik veya dinamik) sağlıyorsa, başvuru sahibi ilk ARC’yi belirlemek için bu hizmeti kullanmalı ve doğrudan risk azaltma adımlarına geçmelidir.

Böyle bir hizmetin bulunmadığı durumlarda ise, İHA operasyon tipine uygun ARC’yi bulmak için, başvuru sahibi aşağıdaki süreci kullanmalıdır.

Yukarıdaki süreçten de görüleceği üzere hava sahası 13 toplu çarpışma riski kategorisine ayrılmıştır. Bu kategoriler irtifa, kontrollü ve kontrolsüz hava sahası, havaalanı/heliport ile havaalanı olmayan/heliport olmayan ortamlar, kentsel ve kırsal ortamlar üzerindeki hava sahası ve son olarak tipik hava sahasına karşı tipik olmayan (örneğin ayrılmış) şeklindedir.

Adım #5 – Nihai ARC’yi belirlemek için Stratejik Azaltmaların Uygulanması (isteğe bağlı)

Başvuru sahibi, Başlangıç ARC’sinin yerel Operasyonel Hacimdeki koşul için çok yüksek olduğunu düşünürse, ARC azaltma süreci için Annex C’de belirtilen süreci işletir.
Başvuru sahibi, İlk ARC atamasının yerel Operasyonel Hacimdeki koşul için doğru olduğunu düşünürse o ARC, Nihai ARC olur.

Adım #6 – Taktiksel Azaltma Performans Gereksinimi (TMPR) ve Sağlamlık Düzeyleri

Hava sahası emniyet hedefine ulaşmada gerekli olan “havada çarpışma riski”ni azaltmak için Taktiksel Azaltmalar uygulanır. Taktiksel Azaltmalar, “Gör ve Önle” (Ör: VLOS kapsamındaki operasyonlar) veya geçerli hava sahası emniyet hedefine ulaşmak için alternatif bir yol sağlayan bir sistem gerektirebilir (DAA kullanarak operasyon veya çoklu DAA sistemleri). Taktiksel Azaltmaların uygulanmasına yönelik yöntem Annex D’de anlatılmaktadır.

Adım #7 SAIL (Özel Güvence ve Bütünlük Düzeyleri) belirleme

SAIL parametresi, yer ve hava risk analizlerini birleştirir ve gerekli faaliyetleri yürütür. SAIL, UAS operasyonunun kontrol altında kalacağına dair güven seviyesini temsil eder.

Operasyonun kontrol altında kalacağına dair güven seviyesi SAIL ile temsil edilir. SAIL nicel/sayısal değildir, bunun yerine şunlara karşılık gelir:

  • Uyulması gereken Operasyonel Emniyet Hedefleri (OSO),
  • Bu hedeflere uyumu destekleyebilecek faaliyetlerin tanımı ve
  • Hedeflerin karşılandığını gösteren kanıtlar.

Belirli bir ConOps’a atanan SAIL, aşağıdaki tablo kullanılarak belirlenir.

Adım #8 – Operasyonel Emniyet Hedeflerinin (OSO) Belirlenmesi

SORA sürecinin son adımı, operasyon içindeki savunmaları operasyonel emniyet hedefleri (OSO) şeklinde değerlendirmek ve ilgili sağlamlık seviyesini belirlemek için SAIL’i kullanmaktır.

Aşağıda verilen tablo, ilgili sağlamlık seviyesini belirlemek için için nitel bir metodoloji sunmaktadır. Bu tabloda O Opsiyoneldir, Düşük sağlamlık için L önerilir, Orta sağlamlık için M önerilir, Yüksek sağlamlık için H önerilir. Çeşitli OSO’lar, azaltmaya yardımcı oldukları tehdide göre gruplandırılmıştır; bu nedenle bazı OSO’lar tabloda tekrarlanabilir.

JARUS SORA Operational Safety Objectives (OSO) – Pdf için tıklayınız

Örneğin; SAIL 2 değerimiz varsa (GRC 2 ve ARC-b), OSO’ya uyulması gereken sağlamlık seviyesi “Düşük”tür. Bu, operatörün görevlerinin farkında olması ve eğitimi almış olması gerektiği anlamına gelir. Değer “Orta” ise, operatörün daha özel gereksinimleri olmalıdır.

Adım #9 – Bitişik Alan/Hava Sahası Hususları

Bu adımın amacı, yerdeki bitişik alanların ve/veya bitişik hava sahasının ihlaliyle sonuçlanan operasyonun kontrol edilememesinden kaynaklanan riski ele almaktır. Bu alanlar farklı uçuş aşamalarına göre değişiklik gösterebilir. Bu durum, bitişik hava sahasının yoğun bir şekilde insan trafiğine maruz kalması veya yoğun nüfuslu bir alan olması durumunda yönetilmesi gereken bir risk oluşturur. Söz konusu durumlar varsa, hafifletici önlemler alınmalı ve İHA’nın herhangi bir arıza veya başka bir durumda belirlenmiş alanın dışına çıkmamasını garanti etmelidir.

Adım #10 Kapsamlı Emniyet Belgeleri

SORA süreci, başvuru sahibine, yetkili makama ve ANSP’ye operasyonun emniyetli bir şekilde yürütülebileceğine dair yeterli düzeyde güven sağlamak için dikkate alınması gereken bir dizi azaltma ve emniyet hedefi içeren bir metodoloji sağlar. Bunlar:

  • Asıl GRC’yi değiştirmek için kullanılan azaltmalar
  • İlk ARC için stratejik azaltmalar
  • Nihai ARC için taktiksel azaltmalar
  • Bitişik Alan/Hava Sahası Hususları
  • Operasyonel Emniyet Hedefleri

Başvuru sahibi, diğer tüm şartları da göz önünde bulundurarak ilgili kanıtları hazırlar ve başvurusunu gerçekleştirir.

Kaynaklar;

1- EASA Specific Category – Civil Drones web sayfası

2- JARUS SORA Dokümanları – SORA Package

3- EASA Webinar – The specific category and the drone design verification process

4- SHGM İHA (İnsansız Hava Aracı Sistemleri) web sayfası


.